Bu dünya güzel şehir tüm kahredici ve böğrünü delen
kötülüklere, kötülere karşı sanırım
içinde ki güzel insanların hatırına , ruhuna uygun şekilde inatla - eğer
isterseniz - her an size
güzellikleri sunmakta çok cömert . Tıpkı dünyamız, sihirli mavi küremiz , toprak
anamızın cömertliği gibi .
Yeter ki siz , sokağa çıkın , kendinizi onun kollarına
bırakın. Sokak aralarına girme cesaretiniz halen varsa bu şehir halen size
muhteşem tatlar sunuyor . Girmezseniz yavaş yavaş hepsini elinizden alıp yok etmeye
doğru ilerliyor , bilesiniz ..
Önce Uçurtmalar
Bundan bir kaç hafta evvel tesadüfen izini sürdüğümüz
uçurtmaları Kadıköy'de ararken , Maltepe'de yakalamıştık , gökkuşağına nazire
yaparcasına rengarenk süzülürlerken gökyüzünde .
Sonra Kuşlar
Gecen hafta sonu tamamen tesadüf bir Kocamustafapaşa semti
ziyaretinde . Ruhu ve algısı açık
dostumun keşfiyle Silivrikapı semtinin o dar ve bilinmez sokaklarında- ki
tekrar gitsem bulamayacağım - bir kahvehanede " Flurya Kuşları Ötüm Yarışması" na
şahit olmanın şaşkınlığı ile tarifsiz bir tat almıştım .
Bu hafta da önce
semtim Üsküdar'da ardından Kadıköy'de kitapların önüme duvar gibi dikilmesine
şahit oldum " Dur Yolcu !"
dercesine . Önce Üsküdar , sonra 8. Kadıköy Kitap günlerinde .
Kalkedon , yani
mitolojik ironi ile Körler Ülkesinde ki
fuar çok başka tarifsiz bir haz sunuyordu insana . Görkemli ve şanlı ev
sahibi ve bir süredir suskun daimi
sahipleriyle ..
Haydarpaşa Gar' ının
bir süredir suskun çocukları banliyö trenleri her geçişte hüzün veriyordu bana ,
sıra sıra dizileri ve kaderlerine terk
edilişleri ile .
Ama son birkaç gün cıvıl cıvıl ve kıpır kıpırdılar oldukları
, durdukları yerde . Çünkü yolcuları : Üç perona yayılmış binlerce KİTAP ve onların iz sürücüleri ,
yani bizlerdik ve hep beraber çocuklar gibi şendik .
Bu defa kitapları
dizdik uç uca tren yaptık ve
bindirdik yorgun vagonları kitaplara ,
çıktık uçsuz bucaksız bir yolculuğa ,
bilmem vagonların bir duygusu , ruhu olduğuna inanır mısınız siz ama ,
biz umursamadan inandık bu yolculuğa , Haydarpaşa Garı da arkamızdan su döküp
uğurlarken bizi , küçük bir damla süzülüyordu üst kat pencerelerinden birinden
; yolunuz açık olsun , uğurlar ola !
Ani bir ses de daha duyuldu tam bu sırada ardımdan
" Haydarpaşa da denize düştüm ! Hem de Gar' ın tam
ortasına... Kitaplar derya deniz...." diye
Aylak Adam
2016 Haziran Başı
İstanbul'da
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder