26 Ağustos 2016 Cuma

AMA CANIM TOK

Kitaptan ...

Adam karsisindaki cingeneye bakti ve sordu
"Hic bir seyden korkmuyor musun , insanlardan , hayaletlerden benzeri seylerden ?"
" A tabi" dedi cingene " Acliktan "
" Neden bir yerde durmuyorsun ? Meslegim var. Ac kalmazsin "
Cingene adama derin derin bakti ve gulumsedi ve sadece
" AMA CANIM TOK !"
" Ne demek o yani?"
" İstedigimi yapiyorum"
Adam
" Nah iste , Çingene ve ayaginda don yok, ama HÜR olan o "


.... Aganin Cocuklari - Yannis Manglis ( Belge Yay.)

10 Ağustos 2016 Çarşamba

Olimpiyad İzlerken Canım Sıkılınca ...

Cüneyt Koryürek ve Kenan Onuk 'a ithaf edilmiştir 

CAN SIKICI HALLER 

Dört yılda bir dünyanın en büyük org'u yapılıyor, spor kanallarında varsa yoksa SALAK SALAK FUTBOL transfer haberleri vb. Geri zekalı muhabbetleri temcit pilavı gibi dön baba dönüyor ... Ben böyle ülkenin sporunun da futbolunun da medyasını da topunun ... Ne verirsen millet onu yiyiyor , ver futbolu al oyu sanki tablo . Oysa ki medya ve spor kültürüne yönelik bilinçli politikalar üretilse inanın çok başka bir iklim olur ülkede , kendimden ve yakın çevremden biliyorum bunu , yıllar sonra hayatına sporu zevkle katan, keyifle yapan , çocuklarını bilinçli yetiştirmeye çalışan , kah buna yenilen ( TEOG nedeniyle ben yenildim mesela ) , kah kazanan insanlar var. Ama tabi bu bilinç, istenen arzu edilen bir bilinç değil . Çünkü bu bilinç ve spor çeşitliliğide bir başka tür aydınlanma tehdidi kimileri için hiç şüphesiz, sokaklara bakınca bizde ki merakın ve ilginin hangi farklı tür sporlar(!) olduğunu görerek bunu anlamak pek kolay .... Futbol hakkatten fena biz zehir , kendini bu iklime göre futbolsever sayan , tarifleyen biri bana göre asla sporsever olamaz . Kesin olarak buna kanaat getirdim ( 3o-35 sene sonra da olsa kendimle gurur duyuyorum bu konuda ) , hele ki günümüzdeki futbol sunumu ile ... Bu başka bişey . Bu durumun spor kültürüne bence en ufak bir katkısı olamaz , hele ki bizdeki buradan ortaya çıkan,çıkacak , çıkması istenen zihniyetin . Bu zihniyet ülkenin haliyle de eşdeğer ( paralel diyecektim demedim bakın   ) ... Neyse ya , acaba bu ülkede kaç kişi ülke sporcularının yarışmadığı herhangi bir olimpiyad programını , ya da bir Avrupa ya da dünya şampiyonasını izliyor , seyrediyor ? Mesela şu an Olimpiyad da TRT harici şahane yayınlar var ( Bknz: Link ) , herkesin de elinde evinde her yerinde internete ulaşabilen aletler var , merak edip bakan var mı ? Phelps efsanesine kaç kişi bilerek şahitlik ediyor ( 5. olimpiyat 21. altın madalya ) Ledecky' i Hosszu' yu izlediniz mi ? . Şu an Cin Hollanda kadınlar çim hokeyi var ( ara yayında izliyorum 0-0 skor ) . Bu spor mu bizce ? Bir "Neyse" daha . Hüseyin Bold çıkınca ( O da isimden ilk sempatik gelmişti , belkide birileri dedesinin Türk olduğunu bile umarak sevmiş sempatik bulmuş bile olabilir kim bilir ? ) haber yaparlar biz de bakarız , börek çörek yer, oturur seyrederiz ... Ulan 79 milyonuz bi z...kim başarıda elde edemedik bu olimpiyatta der geniş geniş eleştiri de yaparız bilmiş bilmiş .... Kısacası içine futbol kaçmış spordan "bi uzak ,bi haber" acayip bir topluluğuz ( sözüm bu sayfalardaki çokça dostumdan ve meclisten dışarı ) .... OLİMPİYAD da seyirci olmak bile bir şereftir, bir ayrıcalıktır . Hele bir de orada sporcu olmak nasıl bir şeydir , hiç düşünen var mı ? Yine de olmayacak duaya amin diyelim ve sporu hayatınıza katan sporla kalan futboldan uzak duran insanların çoğalmasını dileyelim ... Olmayacak duaya amin denir mi ? Bilmem ? Ona da okuyan kendince karar versin . OLİMPİYAD ın keyfini çıkaranlara selam olsun !

(Özel Teşekkür : Ülkemizi  , ailelerinin ve kendilerinin özel gayretleri ve çabaları ile  bu nokaya geldikleri belli olup , çok başarıyla temsil eden 17 yaşındaki iki sporcumuz Mert Gazoz ve Tutya Yılmaz'a çok teşekkürler , ileride çok çok başarılı sonuçlar alacaklarından hiç şüphem yok )

Efsane Adam : Phelps 



Aylak Adam
Bir Olimpiyad Akşamı ve Mevsimi 2016

4 Ağustos 2016 Perşembe

OPEN : Andre AGASSI


Gündem ruh halimizi günlerdir büyük bir ızdıraba gark etmişti . Gecemiz gündüzümüz malum konu üzerinden yürüyordu . Bu durum insanın içinde hiç bir iyi şey yapma isteği de uyandırmıyordu . Sonra kitaplıkta aylar önce aldığım 520 Sayfalık bu biyografiye takıldı gözlerim . Ve okumaya başladım . Bu adamı sanırım tanımayan yoktur ve en basit tanıyanın aklında uzun saçları ve renkli kıyafetleri ile kortlarda ki hali gelir . Daha da meraklısı , maçlarını hatırlar belki . Magazin meraklıları Brooke Shilelds ile evliliğini anımsar kimbilir . İyi sporseerler uzun ve inişli çıkışlı başarılı kariyerini ...

Kitap inanılmaz bir sporcu biyografisi , Agassi'nin babasının 6-7 yaşlarda ileride dünya 1 numarası olmasını hedefleyerek ona neredeyse ızdırap çektirircesine antrenman yaptırması ve tüm kitap boyunca yüzlerce defa değindiği üzere " tenisten ilk günden son güne kadar nefret ettim " ifadesi ve ironisi içinde 21 yıl Grand Slam'lerde oynamış . 15 yaşından 36 yaşına kadar büyük başarılar, büyük çöküşler, yeniden başlangıçlar , büyük rekabetleri , aşkları , acılar içinde kıvranışları ve sakatlıklarla mücadelesi , zaafları , güçlü yönleri ile sıradan bir insan duyguları ve davranışlarına tanıklık edip , ayakta kalması ve yeniden dönüşlerinde büyük ve çok önemli yakın dostları sayesinde her zaman çalışmaya inanıp efsane bir sporcu kimliğinin sırlarını bulabileceğiniz harika bir hikayeye tanık oluyorsunuz . Lendl , Mcenroe , Corrier , Connors gibi efsanelerle başlayan rekabetin yolculuğu . Pete Sampras ile dev rekabeti ve herkes bittiği halde onun inatla direnişi ve günümüz efsaneleri Federer ve Nadal gibi üç farklı nesil ile yaptığı unutulmaz maçlarıyla son bulan 21 yıllık profesyonel kariyeri 1000'in üzerinde üst düzey tenis maçı , 8 çok zorlu Gand Slam şampiyonluğu . Çok içten , samimi ve acıklı mağlubiyetleri anlatışı , . Boris Becer'e gıcık oluşu ve detayları .  Uzun saçların aslında peruk oluşu ayrı bir itiraf . Çok zorlu ve problemli bir dönemin sonunda Steffi Graff ile büyük mutluluğu yakalayışı . Lisede okulu terkeden Vegas'lı çocuğun , sonunda Vegas'ın arka sokaklarında inşa ettiği örnek okul projesi Agassi Akademisi ile yarattığı ve yaşadığı büyük mutluluk . Uzun lafın kısası , her insanın böyle uzun ve üst düzey kariyeri yaşamış bir büyük sporcunun yaşamında alacağı ve çıkaracağı büyük dersler ve kazanımlar olacağına inanarak bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum . Hele ki ben sporu , spor olduğu için seviyorum , izliyorum diyenlere , hele hele ki çocuklarına sıkı bir gelecek hazırlama hırsı , isteği ve hayalindeki olan ebeveynlere de ders niyetine tavsiye ediyorum .

Kitaptan, Agassi'nin sanırım nadiren okuduğu başka bir yazarın kitabından alıntılayıp tüm zorluklara karşı düstur edindiği bir sözle devam edelim.

" Acı önemlidir . Bizler taş parçaları gibiyiz ... Keskinin darbeleri bize ne kadar acı verse de aslında bizi mükemmelleştir."

Bir başka alıntı . Okulunda düstur olan Saygı Kuralı ( bir tür and gibi )

"İyi disiplinin özü saygıdır
Otoriteye saygı ve başkalarına saygı
Kendine saygı ve kaidelere saygı  
Evde başlayan,
Okulda pekişen
Ve hayat boyu uygulanan bir tutumdur SAYGI "

Ve kitabın son cümlesi ile bağlayalım .

" ... Ben kitapların büyüsünü keşfetmekte geç kaldım . Çocuklarımın uzak durmalarını istediğim onca hata arasında bunu listenin en üstlerine koyuyorum ."  

Bu arada Agassi ile aynı yaştayız , sadece otuz gün büyüğüm  . Kızlarımızın doğum günleri arasında da iki gün fark var , ikimizde bir zamanlar uzun saçlıydık, o meğersem peruk takan bir seyrek saçlıymış , ben de durum halen fena değil  . Adamı ilk günden son güne kadar hep sevdim ve desteklemiştim . O bu kortların en asi ve renkli adamlarından biriydi . Boşuna sevmemişim şimdi net olarak ikna oldum .

Andre AGASSI , sana AÇIK olarak SAYGI duyuyorum dostum . Çok büyükmüşsün gerçekten.

Bu harika kitap için de  teşekkürler ...

Not: Kitabı okurken hırslanıp sitenin içinde bulduğum bir duvarda tenis antrenmanı yapmayı denedim 40 dakikada omzumu sakatladım . Bu da kitabın hoş bir anısı olarak " ACI ve KESKİ " tınlaması yaptı kulağımda ...

Aylak Adam 


Ağustos 2016